Sayfalar

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Renklerle iyileşin

Neden bazı renkleri severiz? Bazıları bize rahatlık verir? 

Düş ve gerçek dünyamızı boyayan renkler, sağlığımızla ilgili olduğu kadar kişiliğimiz hakkında da ipuçları veriyor.

Renklerin psikolojik ve fiziksel etkileri


Renkler hayatımızı baştan aşağı boyarken, sağlığımızdan karakterimize kadar pek çok alanda etkilerini gösteriyorlar. Daha açıklayıcı olursak, farkında olmadan seçtiğimiz renklere aslında bazen sağlımız için ihtiyaç duyduğumuzdan, bazen de ruh halimizden dolayı başvuruyoruz. Peki bu durum nasıl ve hangi sebeple ortaya çıkıyor?

İranlı Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu, "Renk tercihlerimiz tesadüfler üzerine değil, kişiliğimiz ve bundan doğan ihtiyaçlar üzerine yapılır" diyor. "Bütün insanların vücudunda 7 ana, birçok da küçük güç merkezleri vardır. Yani herkes bir miktar da olsa bir enerjiye sahiptir. Bu enerji, yine vücudumuz üzerinde yer alan hatlarda dolaşır ve güç merkezlerinden geçer. Vücudumuz değişik frekanslarda bu enerjiyi çevresine yayar."
İbrahimoğlu'nun vurguladığı 7 ana merkeze çakralar deniyor. Bu güç merkezlerinde bir tıkanma meydana gelirse bu çakraların kapsadığı alanda sağlık problemleri ortaya çıkıyor. Zira bu bölgelerde bir aksama meydana gelirse, vücudu saran enerjinin dolaşımında da aksamalar oluşuyor. Bunun giderilmesi içinse iki yol deneniyor. Biri bioenerji yoluyla çakraları açma, diğeri ise aksama meydana gelen çakraya tekabül eden renge göre tedavi. Renk tedavisininse üç yolla yapıldığını anlatan psikolog Davut İbrahimoğlu, bunları şöyle sıralıyor: Projektörle sorunlu bölgeye ihtiyacı olan rengi vermek, o renkten bir giysinin giyilmesi ve en son olarak da kişinin ihtiyaç duyduğu rengi düşünmesi.


Dalga boyu önemli

Renk uzmanları ve renk terapistlerine göre renkler beyine ulaştıktan sonra hormonlara yani vücudun kimyasına etki ediyor. Çünkü renk, ışık içerisindeki elektromanyetik dalga boylarından oluşuyor. Gözümüzün retinası aracılığıyla gördükten 90 saniye sonra algıladığımız bu dalga boyları optik sinirler boyunca ilerleyip beyindeki kortekse ulaşıyor. Ama her rengin dalga boyu ve dolayısıyla yaydığı titreşim farklı olduğundan her renk beyinde farklı bir etki yaratıyor. Bu titreşimlerin her birinden farklı etkilenen beyindeki hormon bezleri her renge göre vücudun kimyasını değiştiren değişik hormonlar salgılıyor. Örneğin dalga boyu en uzun olan kırmızı, beyni en çok uyaran renk; vücutta adrenalin hormonunun salgılamasına, kan basıncının ve vücut ısısının artmasına, kalp atışının hızlanmasına sebep oluyor. Renklerin yaydığı titreşimler cilt vasıtasıyla da vücuda girebiliyor. Dalgaboyu en uzun renk olan kırmızıyı dokunma duyuları fazlasıyla gelişmiş kimi körler bile dokunarak algılayabiliyor.

Uluslararası Renk Terapisi Derneği'nin başkanı ve İngiltere'deki Hygeia Renk Okulu'nun kurucusu Theo Gimbel da, "Renkler insanlar üzerinde çok önemli fiziksel, zihinsel ve duygusal etkiler yaratır" diyor ve ekliyor: "Örneğin beş dakika boyunca kırmızı renge maruz kalan bir insanın kan basıncı hızlanır. Renk maviye dönüştürüldüğündeyse beş dakikanın sonunda kan basıncı normalin de altına düşer. Çünkü mavi ve yeşil insan vücudunda kırmızının tam tersi etkiler yaratır."

Araştırmalara göre vücudun kırmızı, turuncu ve sarıya otomatik olarak verdiği tepki adrenalin salgılamak oluyor. Bu nedenle turuncu iştah açıyor ve neşelendiriyor, kırmızı enerji verip heyecanlandırıyor. Siyah kendine güveni, mavi sakinliği, yeşil denge ve uyumu sağlıyor.

Renk terapisi uzmanları birtakım uyarılara dikkat edilirse hayatın daha huzurlu olacağını belirtiyorlar.

"Alışverişe çıktığınızda sizde pozitif bir reaksiyon yaratan, içinizde olumlu bir his uyandıran rengi seçin. Rengin modaya, giysilerinize uyup uymayacağını, başkalarının beğenip beğenmeyeceğini düşünmeyin. O renk aslında o anda vücudunuzun ihtiyaç duyduğu renktir. Bir süre sonra belirgin bir renge daha düşkün olduğunuzu fark edeceksiniz. Çoğu kişi için bu mavidir, çünkü rahatlatır. İkinci en popüler renk ise kırmızıdır. Seçtiğiniz renk çoğunlukla hayatınızda o rengin yansıttığı özelliklere ihtiyaç duyduğunuzu gösterir. Renk titreşimleri sadece görsel değil dokunma yoluyla da vücuda ulaşabildiğinde kendi kendinizi tedavi etmek, fiziksel, ruhsal ve zihinsel ihtiyaçlarınızı karşılamak için en etkili yöntem bu renkleri giymektir. Örneğin enerjiye ihtiyaç duyuyor ama turuncu gömlek giyemiyorsanız en azından çoraplarınızı turuncu giyin, etkisini alacaksınız."

Sağlığınızı güçlendirmek için, evinizin renklerine de dikkat etmelisiniz.

    Kırmızı: Evin giriş kısmı için uygun, ama mat tonda olmak kaydıyla.
    Portakal rengi: Mutfakta kullanılmalı. Çünkü psikolojik açıdan rahatlattığından sindirimi kolaylaştırıyor.
    Sarı: Sarı, beyni dinamik kılıyor. Projelerinize karar verdiğiniz her oda için uygun.
    Yeşil: Sinir sistemini dengeler, çalışma odası için uygun seçimdir.
    Mavi: Dinlendirip dinçleştiren bu renk yatak odalarında öneriliyor.
    Beyaz: Aydınlık mekanlar yarattığından salonda kullanılabilir.

Ana çakralar

Hint ve Uzak Doğu felsefesine göre vücudumuzda yer alan enerji noktaları şu şekilde sıralanıyor:

Hat (tepe) çakrası: Başın üst kısmında yer alır. Menekşe rengine tekabül eder, hipofiz beziyle ilgilidir.
Alın (üçüncü göz) çakrası: Alın ve altını kapsar. Çivit mavisi renge tekabül eder. Hipofiz bezine bağlıdır.
Gırtlak çakrası: Boyun bölgesinde yer alır. Mavi renge tekabül eder. Tiroid beziyle ilgilidir.
Kalp çakrası: Kalp bölgesinde yer alır. Yeşil renge tekabül eder. Timus salgı beziyle ilgilidir.
Güneş çakrası: Mide bölgesinde yer alır. Sarı renge tekabül eder. Pankreas ve mide salgılarıyla ilgilidir.
Haç çakrası: Karın bölgesinde yer alır. Turuncu renge tekabül eder. Böbreküstü bezlerle ilgilidir.
Kök çakrası: Kuyruk sokumunun altında yer alır. Kırmızı renge tekabül eder. Cinsel bezlerle ilgilidir.

Renklerin psikolojik ve fiziksel etkileri


MAVİ: Rahatlatır; kendinize vakit ayırmanızı sağlar. Yaratıcılığı besler. Ayrıca ateş düşürücü etkisi vardır. Konuşma yetisini de güçlendirir.
KIRMIZI: Enerji ve heyecan verir. Cinsel arzuları körükleyen ve sosyalleştirici özelliği vardır. Vücut ısısını artırır, kan basıncının yükselmesine, adrenalin salgılanmasına neden olur. Kansızlık ve üşüme gibi sorunları olumlu etkiler.
YEŞİL: Dengeleyici renktir. Çalkantılı hayatı düzene sokmak ve yeni bir yön kazandırmakta birebirdir. Ayrıca kan basıncını dengeler, baş ağrısına, ülsere, strese ve karaciğere iyi gelir. Kilo problemleri olanlar için de iştah kapatıcı özelliği yüzünden faydalıdır.
SARI: Unutmayı, olumsuzlukları kestirip atmayı sağlayan, sinirleri gevşeten bir renktir. Alışmayı kolaylaştırır. Zekâyı da etkileyen bir renk olduğundan duru düşünmeye yardımcı olur. Ayrıca sindirim sistemini düzenleyen bir etkisi vardır. Toksinlerin vücuttan atılmasında etkili, cilde, karaciğere ve bağırsaklara da yararlıdır.
MOR: Kendini çabuk bırakan, moralsiz kişiler için yararlı bir renktir. Kendine güven ve gururu perçinler. Sinir sisteminin tedavisi için kullanılır.
TURUNCU: Neşe ve eğlenceyi simgeler. Hayatın fazlasıyla ciddileştiği anlarda çocuksu bir neşe kazandırır. Aynı zamanda iştah açıcıdır. Regl dönemi ağrılarında, böbrek hastalıklarında ve üremeyle ilgili problemlerde olumlu etkisi vardır. Akciğerlerin düzenli çalışmasını sağlar.
TURKUAZ: Başkalarının etkisi altında kalan, onları taklit ederek yaşayan insanların kendi fikirlerini geliştirmelerine, kendilerine saygı duymalarına yardımcı olur. Soğuk algınlığını önleyici, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi vardır.
PEMBE: Maneviyatı güçlendirir ve değişimlere açık olmayı sağlar. Maddiyat içinde kendini kaybeden insanlar için yararlı olacaktır. Fiziksel olarak belirgin bir etkisi yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder