Sayfalar

13 Mayıs 2012 Pazar

Bilgelik

İnsanlığın serüveninin başladığı ilk tarihten beri en merak edilen soru kim olduğumuzdur. Herhalde dünyada en çok cevabı verilen soruda budur. Bin bir çeşit öğreti, din, inanç ya da inançsızlık kim olduğumuza dair ip uçları vermeye çalışırlar. Bizse günlük olağan hayat akışından arada bir başımızı kaldırıp merak eder, düşünür, sonra yine suyun akışına kaptırır devam ederiz. Biz, mantık sınırlarımız ve yaşamda alışılagelmişlik yığınlarından ördüğümüz setlerin arkasında kendimize bir güvenlik çemberi çizeriz. Pek kolay kolayda o çemberin dışına adım atmayız. Anlatılan sıra dışı, gizemli hikayeler hep o çemberin ötesine dair izlenimler verse de bunlar bizim için sıradan eğlencelik hikayelerden öteye gitmez.

Hepimiz merak eder, " bu hayat bu kadar sıradan ve basit olamaz, başka bir gizem olmalı" diye düşünür, ama kendi yaşamımızda bunun cevabını veren işaretleri görmezden gelir, görsek bile "yok canım olmaz öyle şey, tesadüftür" etiketini yapıştırırız. Günümüzde hala yığınla fotoğraf, video kaydı bulunduğu halde ufolara inanmayan kişiler dünyanın dört bir tarafında her an gerçekleşen kanıtları araştırmaya ihtiyaç bile duymadan, kendi eski dünya görüşüne sıkı sıkı sarılıp, çemberinin içinde dönüp durmaktadırlar.

Tanımlanamayan uçan cisimler olarak geçen ufolar ve ufolojik olaylarla ilgilenen kişi ve kurumlar her an dünyanın nabzını tutarak nerelerde görüldükleri, ne görünümde oldukları, ve insanların ne tür karşılaşmalara tanık olduklarına dair kayıt tutmaktadırlar.

Bütün bu olaylar olup biterken buzdağının altıyla ilgilenenler, bütün bu belgeleri çoktan kabul etmişlerdir. Onları ilgilendiren ve bence de daha önemli olan bir konu vardır ki o da yeni bir yüzyıla girerken modayı, sanatı bile etkileyen yeni çağ felsefesidir. Kozmik felsefe de diyebileceğimiz bu akım, Dünya'nın bundan sonraki seyrinden, henüz tanımlayamadığımız objelerin varoluş nedenleri hakkında detay vermeden açıklamalar yapmaktadır. İnsanların ilgisi kozmik felsefeye zaman geçtikçe daha da çok artmaktadır. Nasıl bir dönemler ufolar var mı yok mu tartışması demode olup onların varlığını kabullenişe geçtiysek artık bu kabullenişi de aşıp onları anlamak ve inançlarını, felsefelerini tanımaya yönelik çalışmaları yoğunlaştırmaya adım attık.

Aktif varoluş teknolojisi bilgileri ise tüm bu bilgilere yeni bir kapı açacak anahtar niteliğindedir. Bu bilgi bizden çok farklı ve uzak olduğunu zannettiğimiz "öteki" varlıkların gerçekte ne olduğunu açıklayarak, değişik boyutlardaki zaman-mekan-formlarla ilgili derinliğine bilgi verir. Bunun yanında bilim, din ve sanatı birbirinden ayırmadan her birinin varoluş nedeniyle ilgili kişiye farklı bir bakış açısı kazandırır.

Zaman, her birimizin bizi kısıtlayan karanlık ve bağnaz tarafından sıyrılıp, bilgeliğe ve uyanışa götürecek serüvene başlama zamanıdır. Geniş zannettiğimiz ufuklarımız yol aldıkça daha da genişleyecek, geçmişte ne kadar dar bir çerçeve ile baktığımızı bize kanıtlayacaktır.

Her biriniz içinizdeki bilgelik ateşinizi yakıp, yolculuğunuza başlayın. O ateş bütün karanlıkları aydınlatacak size yolunuzu bulduracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder